13 Mart 2012 Salı

Alev alev...

part II

yaz tatiline girdiğimizde aslında amacım yaz okuluna kalmaktı ama olmadı bi türlü. Y. de yaz okuluna kalıcaktı ve aramız çok yakındı aslında. haftada 2 gün okula gidip kalan günlerimi onun yanında geçiricektim ya da o benim yanımda geçiricekti. planımız böyleydi. 2mizinde evi vardı ve rahat olucaktık ama malesef ki olmadı ve ailem yaz okuluna kalmamı istemedi. 4 ay boyunca evde tıkılıp kalıcaktım. kaldım da zaten. evde sürekli dört dönmeler ve annemin sürekli peşimde dolaşması...  sinir ki ne sinir. neyse plan bozulunca ilk haberi olan tabiki Y. oldu. aradım söyledim herşeyi o da üzüldü baya bi. neyse dedim sağlık olsun belki sen buraya gelirsin ha dedim. gelmem mi diye cevap verince havalara uçtum direk.

günler birbirini kovaladı böyle. hem can sıkıntısından hem de babamdan para istememek için çalışayım bari dedim içimden. babamın aracılığıyla gittim bi yere başladım. tabi öncelikle Y. arandı haber verildi iş şartları ve ücreti konuşuldu onay alındı tabi. çalışmak istedim bende ama asıl amacım para biriktirip Y.nin yanına gitmekti. işe her gün ayrı bi sevinçle gittim. sürekli o anı düşündüm. otobüsten inip boynuna atlıcaktım. belki de süpriz yapıcaktım ona. o da süprizime çok sevinicekti. birlikte eskişehri turlayıp gece evine gidicektik. sonrasında da ... :) 3 hafta boyunca çalıştım. paramı haftalık olarak aldığım için kafam da rahattı. haftada bi paket sigaraya da düşmüştüm. hem birini görmek için para biriktirmek mutlu ediyodu hem de sigarayı azaltmak. 3 hafta sonunda paramı da kendimi de hazırlamıştım. 1 hafta içinde bizimkilerle konuşucam 1-2 sakal atın ben yaz tatilimi aşık olduğum adamın yanında geçiricem diye izin alıcaktım. herşey tamamdı. mutluluk mu geberiyodum resmen. Y.nin haberi yoktu hala geleceğimden. ona hala haber vermemiştim. ailemden izinimi aldım indiregandimi de yaptım. gitmeme 2 gün kala telefonum deli deli çalmaya başladım. var  bu işte bi hayır dedim ve açtım telefonu. arayan ev arkadaşım. beni Y. ile tanıştıran ev arkadaşım arıyodu. yav bu adam işi düşmese hayatta aramaz dedim kendi kendime. neyse hal hatırı hızlı bi şekilde geçtik ve baklanın büyüğü ağzından yere doğru büyük bi gümbürtüyle düştü. evde tamirat olayı varmış ve para göndermem gerekiyomuş. aha dedim içimden. şimdi sıçtın. para yok desen olmıcak var desen olmıcak. 2 ucu boklu değnek!! sinirlerim zıplamışken iyice didik didik ettim tamirat işini ve cidden acil olduğunu gördüm. ağlamaklı bi ses tonuyla kapattım ve parayı göndermek için dışarı çıktım. bütün hayallerim umutlarım sevincim bi anda yerle bir oldu. sinirden köpürüyodum. annem bile neden titriyosun sen yaz ortasında diye sorunca anlattım olayı tabi. para lazımmış dedim. neyse para gitti elimden. ben kaldım bi başıma hayallerimle. Y.nin kaslı kolları arasında uyuma, ona 1 hafta da olsa günaydın diyebilme, gözlerinin içine bakabilme hayallerine daldım.

moralimi toplamam kolay olmadı. Y. de bendeki bu moral çöküklüğünü öğrenmek için çok uğraştı ama söylemedim. bişeyler uydurdum hemen. ilk önce kızdı tabi söylemememe ama uydurduğum bahane sonrası gene üzüldü. üzülmemesi için baya dil döktüm falan ama toparladım. geri kalan günlerde öyle neşesiz gezdim evden de çıkmadım. ben böyle hem melankolik hem de umutsuz takılırken bişey dikkatimi çekti. Y. benden yavaş yavaş uzaklaşıyodu. telefonlara çıkmamalar, aramalarımı msjla geçiştirmeler falan. dikkatimi baya bi çekti tabi bu olay. eski ilgili erkek nereye gitmişti? ne olmuştu? biraz eşelemek istedim ama olmadı. cevap gelmedi karşı taraftan. bu kadar da olmaz dedim içimden. herşey ters gidiyo :/ kızdım tabi ona da. aramadım bi daha. daha fazla geçiştirilmek istemiyodum çünkü.

gel zaman git zaman aradan 1 ay geçti. kuru kuru msjla idare ettim. en son arkadaşlarla içmeye çıktığımızda biraz fazla kaçırmışım ki bi msj dayamışım. hala o msjı hatırlamıyorum tabi :) sonrasında bi telefon geldi hemen. baktım Y. arıyo. içimden çok geç desem de açtım telefonu. sesi çok kötü geliyodu. çok fazla sallamadım konuşurken tabi. ta ki hastanedeyim dediği ana kadar. bi an o üzerimdeki alkol etkisi geçti pür dikkat dinlemeye başladım. meğerse 2 haftadır hastanede yatıyomuş :( bana söylememiş üzülmeyeyim telaşlanmayayım diye. bense aklımdan neler neler geçirmiştim. işin iç yüzünü öğrendim hemen. karaciğeri zaten kötü durumdaydı ve alkol, kötü beslenme gibi durumlarda direk pert oluyodu. gene öyle olmuş. bütün bi sene boyunca bu konuda uyarmıştım onu. o da benim hatrıma dikkat ettiğini söylüyodu. meğerse dikkat etmemiş. şarteller orda attı tabi. en çok sevdiğim aşık olduğum insanın acı çekmesi çok üzmüştü beni. bir sıçmışım ki ağzına sormayın!! çocuk hasta yatağında ne diyeceğini şaşırdı. bişey de diyemedi zaten.hem kızdım hem bağırdım hem de sorguya çektim. bişey de diyemedi tabi. en son canım çok acıyo dedi. hatta gözümden yaş geldi acıdan kapatalım mı dedi. tamam diyebildim. telefonu kapattıktan sonra öyle bi canım acıdı ki böyle bi acıyı daha önce kimsede yaşamamıştım! tüm gece onu düşündüm. yaptığım hatayı anladım tabi. hasta yatağında o kadar sert çıkmıştım ki gözüm görmemişti aslında neler olduğunu. hemen ertesi gün aradım bi ton özür diledim. tepkimin büyüklüğünün nedenini de söyledim. ben sana çok bağlıyım sana zarar gelsin istemiyorum diye bi ton açıklama yaptım. yok dese de ikna olmadım. beni yanlış anlamadığını söylese de bana kızmadığını bana kıyamadığını aralarda tekrarlasa da ikna olmadım. zaten fazla konuşamadı ağrısı fazlaymış. ben de her gün ama her gün arayacağıma dair söz verdim ve kapattım. içim buruktu :(

part III yakında...

Hiç yorum yok: