4 Mayıs 2014 Pazar

Ansızın...

Hasssss… modunda sorgulamaya başladım ben. O da sen gay panda değil misin dedi. Bazı yerlerde adımı aynı koyduğum oldu ama romeoda düpedüz farklı bir nickle takılıyodum. Ulan oha adam hem beni tanıyo hem blogumu tanıyo falan. Bakıyorum fotosuna suratı apaçık ama tanımıyorum ben bunu diyorum içimden.

Aldı mı beni bi panik. Kuzucuk da yanımda bu sırada onu da paniklettim mi. Ben tutuşuyom kuzucuk sorup duruyo paso. Neyse nerden çıktı o falan derken meğerse bloğu takip eden birisiymiş. 1 senedir takip ediyomuş. Haaa oo falan derken ben de izmirde olduğunu biliyodum ve tanışmak istiyodum dedi. Haaaaaaa!? Peki blogtan niye iletişime geçmedin hiç dedim o da sadece okuyorum yorum mail atmıyorum dedi. Haaaaa!? Daha sonrasında şöyle böyle derken bi kahvaltı edelime geldi iş. Konuştuk sözleştik kahvaltı için. Kahvaltı günü buluştuk birlikte kahvaltı yerine gittik. Otobüsle giderken falan konuştuk. Kahvaltıda konuştuk. Sen beni tanıyosun biliyosun beni okuyosun her bokumu anlatıyorum ben orda şimdi ben susucam ve sen kendini anlatıcaksın dedim. Başladı mı yok şurda doğdum falan diye :D çok gittin be dedim. Bi ara bloğumu nerden bulduğunu sordum. O da kendisinin okuduğunu ve eski sevgilisine de hatta okuması için gösterdiğini söyledi. Omu bu mu derken benim jeton tınk dedi! Laaaaaan isim benzerliği olay benzerliği yoksa ben seni tanıyom dedim içimden! Daha önce ankaradayken bloğa mail atmıştı biri. O da başka bi üniversitedeydi ama aynı kulvarda gibiydik. Neyse mailleş telefonlaş msjlaş falan gayet arkadaşça konuşmuştuk. Daha sonrasında ben ankaradan ayrılmadan önce bunla buluşup görüşmüştüm. Ne yalan söyliyim kendi tarzında ve cesur bi arkadaş. Sohbet muhabbet falan derken eski sevgililerden açıldı konu. Daha sonrasında ise eski sevgilileri çekiştirdik. Öyle bi anı olarak kaldı. Çok önemli de bişi değildi. Neyse ben bi taraftan dinleyip bi taraftan parçaları tamamiyle oturttum. Sonra da acaba olur mu falan oldum bi an. Neyse sonlara doğru kahvaltı güzel sohbet güzel bi kıpırdanma da var panda düş bakalım peşine dedim. Kahvaltı sonrası ben eve yürüyeyim dedim o da ben de yürüyeyim dedi. Beraber yürüyerek gittik. Konuştuk falan baktım kalp çarpıyo ;) daha sonrasında ise evimin oraya geldik ve ben ayrılıyorum burdan dedim. O da ben de burdan ayırılıyorum dedi. El sıkışma gibi bişey olurken sarıldık biz. Sonra ben evime o evine misali. Vangörl arandı rapor verildi tabi hemen ;) iyi gibi kıpırdanma oldu diye anlatmaya başladım şöylede böylede falan derken iş tanıdık kısmına geldi. O konuda da çok bi yorumu olmadı vangörlümün zaten. Neyse konuyu kapattık.

Daha sonrasında ise akşam mesajlaşma faslı oldu. Sarılma mevzusuna sevindiğini sarılmak istediğini ama tepki veririm ya da istemem diye bişi yapmadığını söyledi. Bende sarıldığıma sevindiğimi söyledim. Msjlarda olumlu konuşurken bi taraftanda kapıyı kapatıyodu. Olursa kısmetse seni tanımak istiyorum zart zurt. Ben bu konuşmalarına bi anlam veremedim tabi. İsterim de istemem ayağı yapıyo gibiydi. Bu süreçte ben de böyle konuşmasına uyuz oldum. Senden hoşlandım gibisinden konuşup daha sonra da garip cevaplar veriyo. Bi de şarkı söyleyip bana göndermiş. Eee olum bunun ne demek olduğunu ben mi söylicem sana!? Birisi benim için ilk defa böyle bişi yaptı diyorum. Yok ya öylesine gönderdim bi amacım yoktu diyo. Dedim çattık yeminle. Daha sonra görüşelim muhabbeti oldu tabi ama hal ve hareketler garip geldi.

Kahvaltıda görüşmemizin ani olduğunu hiç planlı olmadığını ve bu yüzden daha önce görüşmek için söz verdiğimiz insanlar olduğu konusunda bi konuşma yaptık. O da aynı durumdaydı bende. Daha sonra o akşam bu konu tekrar gündeme geldi bende git görüş ama görüştükten sonra düşündüklerin değişicekse orda sıkıntı olur yoksa ben sana karışamam dedim. Tamam dedi. Benim içinde aynı şey geçerliydi.

Bu konuşmanın ardından ertesi gün 2mizde başkalarıyla görüştük. Benim görüştüğüm kişi de dünya iyisi bi çocuktu ama pek uygun değildik birbirimize. Buluşma sırasında bana msj attı nası geçiyo diye. Bende iyi çocuk arkadaş olabilir dedim. Onunkisini sorduğumda da o da iyi geçtiğini hatta umduğunda farklı bişi olduğunu söyledi. Nası yani diye sordum. Ben yalan söyleyemem panda ben bu çocuktan hoşlandım dedi. O an kafamdan aşağı kaynar sular boşaldı. Ulan dedim gene bi tekme yedin! Sinirim bozuldu gerildim. Tamam dedim daha konuşmaya değicek bişey yok dedim. Ben yedek teker olmak istemiyorum dedim. O da öyle ama falan demiş. He anam he mode on! Lan daha dün görüşüp ayak yaparken bugün başka birinden hoşlandım demek de pek hoş olmuyo a dostlar! Kestim muhabbeti! Buluştuğum o çocuğa da iyi hissetmiyorum kendimi dedim yorgunum kalkalım mı dedim. Kalktık ve ayrıldık. Daha sonrasında canım çok sıkıldı. Kuzucuku aradım ki o da sevgili yapma durumlarındaydı. Evdeysen uğrayayım dedim yok dışardayım dedi. Bişi mi oldu dedi anlattım. O da sinir oldu. O ne öyle dedi. Daha sonra ben geliyom sen orda bekle türküsü tutturdu. Yok gelme sinir oldum falan ama iyiyim ben modlarındayım ama bu illa gelcem dedi. Zor ikna ettim gelmemesi için. Çok sinir olmuştum! Bu olaya son bi detay eklersek de benim doktorla görüşmüş kendisi 1 sene önce falan ve 3 hafta falan sevgili modlarında takılmışlar. Ben bunu duyunca iyice sinir küpü oldum tabi. Lan ben kurtulmaya çalıştıkça bi yerden bu doktor benim karşıma çıkıyo diye ergen isyanına bağlamıştım. Daha sonrasında da iyice dellenip her yerden doktoru sildim vatsapdan da sildim.

Eve giderken içimden geçirdim tabi. Sike sike bana geri geliceksin sen dedim içimden!  

1 Mayıs 2014 Perşembe

Seneler geçerken… (2)

… pistin kenarından geçip kapıya yöneldim. İçerisi biraz karanlık ve saçma saçma ışıklar olduğu için önümü ve insanları net göremediğim aşikar tabi. Neyse o sırada kapıya yöneldim ve tam kapıdan çıkıcam ki karşımda kapı misali bişey durdu. 3. Bira ışık kötü karanlık falan derken ilk başta algılayamadım ama daha sonra o kapı(!) dediğim şeyin aslında bir insan bir adam olduğunu farkettim. O.o modlarında bi baktım ki bakmaz olaydım. Lan adam benim daha önce uygulamalardan konuştuğum adam. Zamanında alsancakta sürterken yakınız diye bana msj atmıştı kendisi. Boy pos yerinde bi insandı yazdıklarına baktığımda da. Fotoğraflaştık falan. Daha sonra alsancakta yakındasın gel yanıma benim işyerine(!) diyerek küçük çaplı bi seks kokutmuştu ortalığı. Bende tabiki olmaz diyerek teşekkür etmiştim. Daha sonra romeodan da dürtmüştü bu beni parti öncesi falan. Ordan da iki konuşmuş daha sonrasında skype istemişti. Ben de skype vermek istemedim ve tripli atarlı bi şekilde bana laf sokmuş(!) ve beni romeodan engellemişti. Çok derdim değildi tabi. Sonuçta izmire geldikten sonra neler neler gördüm. neyse… 

o adamı kapıda görünce bi an irkildim. Adam dediysem 30lu yaşlarda birisiydi. Daha sonrasında adam bana baktı ben adama baktım. Ahanda şimdi bu beni kapıya gömcek tanıdı falan dedim. Kapının orda birden durdu. Allah panda geliyor uçan tekme dedim içimden. Bana doğru hamle yapınca yavaştan geri çekildim. Kafayı çevirdi yanımdan geçti. Tam geçerken bi daha baktı. Ben de baktım ve olay öylece kaldı. Tuvalete gittim. Tam girişte tuvaletin önündeki çirkef kadın arkamdan bağırdı” 1 lira vercen abeeee” diye. Bende döndüm parayı verdim ve tuvalete geçtim. İçeri girince ulan buraya işiyeceğime gider içeri işerim dedim. Heryer kusmuk yerler su gölü olmuş tuvaletler rezalet. Bu arada kafama dank etti bi an. Bu kapı gibi adam beni takip etmesin diyerekten bi düşündüm ve tuvalete girip kapının kilidini kökledim. Tuvaletin içi ise ayrı rezaletti. Kusmayı beceremeyen, kusup da denk getiremeyen ve muhtemel ortalığa işeyen insanların kullandığı bi yer hayal edin. Hah işte öyle bişiydi. Neyse işimi gördüm çıktım. Çıkarken kapının girişinde gene o adamla karşılaştık etrafına bakınıyo ama içeriye girmeden kapının orlarda takılıyo. Aha dedim işte sıçış anın panda. Demin algılayamadı ama şuan tanıdı ve içeri girmeden önünü kesicek dedim. Ben tam kapıya yönelmişken bu da yöneldi arkamdan o da içeri girdi. O panikle artık dürttü mü ya da seslendi mi bilmiyom panikten ve sesten bişi duymadım bişi hissetmedim ama doğru bizimkilerin yanına gittim. sonra da bi daha görmedim adamı. Gideri var mıydı? Vardı ama ne bileyim düşünmedim.

O akşam gene doktoru düşünmeye başlamıştım çünkü. Karar da almıştım bu gece iyi yıllar tadında bi msj atıcaktım. Gecenin ilerleyen vakitlerinde msj tabi aklıma gelmedi. Daha sonra geldiğinde ise atmak istemedim. Ordan çıkıp eve geçelim dedik ve taksiye atladık. Takisici evin önünde bıraktı. Eve gittiğimizde ise kurt gibi aç ve ölü gibi yorgunduk ama ona rağmen oturduk sohbet ettik. Ben içimdekileri kustum bi fasıl. İşte orda vangörlüm açık açık söyledi. Pandam bu doktor milleti yarı yolda bırakan bi tipmiş niye görmüyosun dedi. Yarın öbür gün tus geçse bile başka bi problemi olabilir ve o zamanda seni kendinden uzakta mı tutucak dedi. Herşey tamam ama görüşmek isteyen görüşebilirdi dedi. Ya buna baştan kalkışmıcaktı ya da adam gibi bişeyin peşinde olucaktı dedi. Kendisinin kova burcu erkeği olduğunu da burdan eklemek istiyorum!!! O gece bende sinirlendim ona karşı. O vakte kadar kime anlattıysam ilah tadında anlattım hep. Onu farkettim o akşam. Vangörlün sorgulaması ve kuzucukun onaylamalarıyla birlikte ben de aslında beni umutlandırıp öyle ortada bırakmasının acısını farkettim. Sinirlendim söylendim paso. O saatten sonra msj atmayı düşünmeme kararı aldım. Artık önüme bakmam gerektiğini farkettim. Güzel sohbet ve atıştırmalıkların ardından da güzel bi uyku çektim. Daha sonrasında ise öğlenin ördü ve kahvaltı faslıyla yılbaşını tamamladım.  

Günler geçti tabi. Günler geçtikçe bi kıpırdanmalar oldu bende. Yükledim uygulamalarımı ve devam ettim arayışlara. O mu bu mu derken bi akşam birine baktım romeodan sonra o da bana baktı. bak bakış bakın derken en son yazışmaya başladık. Daha sonrasında sohbet azıcık ilerleyince ben mesleğimi söyledim. Karşımdaki kişiden gelen cevapsa “ben seni tanıyorum” oldu...