29 Ocak 2013 Salı

suratımda salak bi gülümseme ama gözlerim nemli bir şekilde...

blogırlar blogdaşlar nasılsınız kıııığz anangiller babangiller nasıl kııığz :D zerrin stayla bi giriş yapayım dedim. zira çok fazla zerrin videosu izledim de yan etkilerini görmekteyiz hepbirlikte ;) neyse yavrular finallerime girdim. giriş o giriş tabi. 3 tane dersim var ama 10 taneye bedel bir durumdaydım. ilk finali olan dersin vizesinin 85 olmasına dayanarak, sınava 2 gün çalışarak atlattım. sınava çalışırken aklıma gelen 2 konu da sınavda çıkınca zevkten 4 köşe olmuştum ama 3 tane soru cevaplamam gerekyiodu. 5te 3 yani ;) sonra sorulara bi baktım. 5. soru gözüme takıldı aha dedim kaçış biletin bu panda ;) 5. soru eşcinsel bir müracaatçı geldiğinde yapılan görüşme teknikleri ve etik ilkeleri yazınız :D wuuuh dedim başlarsın döktürmeye ;) neyse gelelim 2. sınava. işte en çok kastırdığım ve 1 hafta acımadan çalıştığım sınav. ingilizce olması ayrı dert tabi. öküz sevgilime de yardım et accık notun ucundan tut falan diyorum çünkü o kadar ingilizce bilmiyorum. sağolsun öküz sevgilim çevirdi anladıklarını anlattı falan. kafamda herşeye yönelik birsürü bilgi oluştu ve oturdu fakat ahanda şu ne dese cevap veremicek durumdayım tabi. vizesinden de 8 alınca bu göt nası tutuştu anlatamam :D sınava girdik tabi. kağıtlar dağıtıldı. sayfayı bi çevirdim test sınav aha dedim sallamasyon en azından ve türkçe ilk sayfa. sonra dank etti acaba ing soruları arkaya mı koymuş diye baktım. yok öle bişe. sınav komple türkçe imiş tabi bunu anlayan sınıftan aaaaaaağğh hıııııı ahelelelele wuuh gibi nidalar çıkmaya başladı. o sınavın da belini kırdıktan ve ful yaptıktan sonra son sınava da çalışmasam da olur dedim. final sorusunu söylemişti hoca zaten. vize yerine konu anlattırıp sonra da finalde anlattığın konuyu meslekle bağdaştırıp yazın diyebilen nadir hocalardandır kendisi :) 4 tane ayrı dersini alaraktan değer verdiğimi ortaya koyabilmişimdir umarım :) sonuç itibariyle son gün sınavımıza girdik. onu da atlattık.


gelelim sınav çıkışına. sınav çıkışında vedalaşma anına geldik. 2 arkadaşımız erasmusla alamanyaya gidicekler diğer bir arkadaşımda memleketinde staj yapıcak (birinci dönem 3 gün kurum stajı - 2. dönem 5 gün kurum stajı olarak bir ders programımız var bizim bölümün :) ) erasmuslular başladı ağlamaya. bende de tabi bi boğaz düğümlenmesi oldu yutkunup kapatmaya başka taraflara bakmaya çalıştım falan ama yok nafile. gözlerim doldu ama kırpmadım gözyaşlarım akmasınlar diye. o kadar kötü oldum ki. 4 senemi verdiğim arkadaşlarım ve arkadaşlığım son gününe geldi sanki. bir daha görüşememenin hüznü çöktü. sanki hiç hayatımda olamayacaklar gibime geldi. bir daha hiç göremicekmişim gibi için için ağladım. gözyaşlarımı akıtmadan öyle suratımdaki zorlamayı kapatmaya çalışan bir sırıtmayla arkadaşlarımı teselli ettim. 5 ay boyunca 3ünü hiç göremeyeceğim. 5 ay sanki gözümde 5 sene gibi oldu resmen o an. sonra kopamadık hemen. hem ağlayıp hem de küfür ettiler tabi erasmusla gidicek olan arkadaşlar. o ana herkes gibi ister istemez ben de güldüm. zoraki de olsa ayrıldık. valizlerini alıp gittiler. 5 ay sonrasında görüşebileceğiz.

son olarak da bitişi beni mutlu eden ve bu dönemdeki sinir ve stresimi arttıran finallerimin iyi geçmesi... yani bi nevi mezunum ben :) artık son notlarıma kaldı iş ama neler geleceğini az çok tahmin ediyorum. buruk ama mutlu bir şekilde mezunum diyebiliyorum. mezunum lan artık!

anılarımı, 5 sene boyunca düşündüğüm, yaşadığım ve hissettiğim herşeyi, arkadaşlarımı, okulumu, ankarayı geride bırakıcam. önümde sadece 1 dönem var ama onu da okulla bağım olmadan bitiricem. işte insana en çok koyan şeyin aslında en sevindirici şey olması ne garip deme?


mezunum diyorum, diyebiliyorum. suratımda salak bi gülümseme ama gözlerim nemli bir şekilde...

16 Ocak 2013 Çarşamba

final haftası :(

bu hafta ve haftaya olmak üzere final haftam. 3 tane dersin 3 tane baba gibi sınavı var. notlar desen 10 ciltlik meydan larusla kafa kafaya :/ son ders dönemim son finallerim ve bıkkınlık had safhada :/ biri gelip benim yerime çalışıversin ha olmamı? mız mız da mız mız mode on -.-

ki eğer bi dersten kalırsam büt de kurtarmazsa sene uzatıyorum. şaka gibi deme? töbe bism...








15 Ocak 2013 Salı

kendini tanıma testi cevapları

öncelikle dün yayınladığım testin cevaplarını yayınlamadan önce bi daha paylaşayım dedim:


aha da link: test


testi yapmadıysanız bence 2 dakka vakit ayırıp yapın ondan sonra cevaplarına bakın derim. eğlenceli şeyler çıkıyo cidden :)



neyse





CEVAPLAR :

01-1-Dağ hakkındaki düşünceniz babanızın gözünüzde nasıl biri olduğunu gösterir


01-2-Taşı tanımlayan sözleriniz değeriniz hakkında hissettiklerinizdir.


02-1- Senaryoya verdiğiniz tepki hayatınızda ilk defa cinsel içerikli film gördüğünüzde verdiğiniz tepkiye eşittir.


03-1- Terk edilmiş binalar ve yer altı odaları gömülmüş anıları ve eski psikolojik yaraları sembolize eder. Az sayıda basamak inenler geçmişten daha az etkilenen insanlardır. Çok fazla inenler içlerinde derin yaralar. Taşırlar.


03-2- Kendisiyle konuşan bir ses duyduğunu söyleyenler eski acılarını bir madalya gibi göğüslerinde taşırlar inleme sesi duyduğunu söyleyenler zor zamanlarını yalnız geçirmiş kişilerdir.


04-1- Bu durumda vereceğiniz tepki gerçek hayatta eşinizi çalmaya kalkışan bir rakibe vereceğiniz tepkiye eşittir. Sabırlı olmak bilgelik belirtisidir. Ama zaman zaman insan kendisine ait olanı elinde tutmak için savaşmalıdır. 

14 Ocak 2013 Pazartesi

kendini tanıma testi

blogırlar blogdaşlaaaaar :D gay panda olarak testlerimden birini daha yayınlayacağım hadi bakalım bundan neler neler çıkıcık görücüz ;)

öncelikle test için bi kalem bi kağıt alın ve cevaplarınızı bi kenara yazın kapiş?? ama öle gene 1 kelime değil. cevap olarak sınav gibi uzun yazın ;) 



gelelim testeeeeeeeee

Kendini tanıma testine başlamadan önce lütfen cevaplarınızı bir kenara not ediniz.


01-1- Çok nadir bir taşı bulmak için dağa tırmanmak üzere yola çıkıyorsunuz. Dağ hakkında neler düşünüyorsunuz?


01-2- Sonunda aradığınız taşı buldunuz. Ne tür bir taş ? Boyunu, ağırlığını ve değerini tanımlayın.


02-1- Bir safari parkındasınız, yolu takip ederek otlakta ilerliyorsunuz ve bir dişi ile bir erkek aslanın büyük parçalar halinde çiğ etleri koparıp yediklerini görüyorsunuz. Ne düşünüyorsunuz?


03-1- Yıllardır kimsenin ayak basmadığı eski bir binadasınız ve yerin altına doğru inen bir merdiven keşfettiniz aşağıya doğru kaç basamak indiniz?


03-2- Derken karanlığın içinden birinin sesini duydunuz. Bu kişi yavaşça ağlıyor mu? İnliyor mu ? yoksa sizinle konuşuyor mu?


04-1- Külkedisi masalındaki yakışıklı prens camdan ayakkabınızı çirkin üvey kız kardeşinizin ayağında denerken siz de oradasınız ve ayakkabı üvey kız kardeşinize uyuyor. Bu kötü sürprize nasıl tepki verirsiniz?


haaaaah tamaaaam cevaplar daha sonra gelicik ;) önce yazın bakalım.

7 Ocak 2013 Pazartesi

love without tragedy


çok sevdim bu şarkıyı. sürekli dinliyorum nerdeyse. bi kaç düşüncemi paylaşmak istedim sadece. yoksa hayatım aynı seyirde. davranışlarını kestirdiğimi düşündüğüm fakat çoğunlukla yanıldığım sevgilimle birlikle sabah 8 akşam 5 çalışıp onun evinde evli çiftler gibi yaşıyoruz. ha bide öğrencilik var tabi. ki geçtiğimiz cuma bitti artık o da. neyse...

- sorun olan bişey sadece senin için sorun olabilir. aslında sadece onu sorun olarak görmek yeter bence. kimin ya da neyin olduğu önemli değil sanki ha?
- insanlara sürekli sorunlu görünmek istememek ama sorununu anlatıp rahatlamak istemek? bu iki durumu bile aynı cümlede kurmak saçma evet ama ben bu ikisini de düşünüyorum. acaba hangisi ağır ki? bi bilen var mı?
- bi olaya verilen tepki kime göre neye göre fazla bi tepki? kim biliyo ki senin ne hissettiğini ya da düşündüğünü? alında yazmıyo hiç bişey!
- sürekli gülmek sanki acı verici bişey. evet sürekli gülmem gülümsemem karşımdaki insanlar için güzel görünüyo olabilir fakat ya içimden gelmiyosa? gülme diceksiniz ama belki de böyle baş ediyorumdur ha? kim bilebilir? ben biliyo muyum? tabi ki hayır!
- şamar oğlanı sözünü herkes bilir. ben çok iyi biliyorum ve bilerek de yaşıyorum.
- istanbula ve izmire gitmek istiyorum ama yalnız başıma. istanbuldan korksam da istiyorum bunu. bi hayat kurmak istiyorum ama yanımda kimin olmasını istediğimi bilmiyorum. yalnız olmak mı? bana göre değil biliyorum ama  kendimi ıssız adada tekmişim ve 3 kişi seçmek zorundaymışım gibi hissediyorum.
- bazen bağlılığımı sorguluyorum. kime bağlıyım neye bağlıyım. bağlıysam beni ne tutuyo peki? neye tutunuyorum?
- sürekli ağlak ilan edilmem beni sıkmıyo. ağlak olmanın bu denli aşağılanması sıkıyo belki beni. sen onun farkında mısın peki?
- sorumluluk almak mı? sorumluluk benim hayatımda var ama başkalarının sorumluluğunu almak? işte o noktada çaresizlik sarıyo beni hem de istemediğim kadar.
- artık son senem olduğundan bi bıkkınlık geldi. evet. sene sonunda çalışma hayatına atılmak istiyorum. her ne kadar gözüm korksa da.
- kilo vermek neden bu kadar gözümde büyüyo? insanların benim kilomla mutlu olduklarını beni böyle sevdiklerini duyuyorum fakat ben niye mutlu değilim? herkes mutlu fakat ben? eee sonuç?
- bırak herşeyi diyo içimdeki ses. neden diye sorduğumda ise ara ki bul o sesi. e gerizekalı susucaksan baştan konuşma diyorum. sonra da bi bakmışım ki nedensiz şekilde kendimle konuşuyorum.
- ara ara insanların verdiği değeri sorguluyorum. bir gün önce en uç sırlarını bile anlatan insan ertesi gün sanki orda yokmuşum gibi davranıyosa ben ne anlamalıyım? evet burdayım o kişi için mi yoksa geçti gitti zayıf anımda konuştum mu? bunlar da değilse 3. şık ne?
- sağlamcı bi insanım. gözümü karartıp hiç bi iş yapmadım bu vakte kadar. bunun şuçlusu ben miyim? ya da bi suç/suçlu mu olmalı? senin kadar gözümü karartamadıysam napayım? bişeyin düzgün bi yapılışı varsa neden diğer yolu seçeyim? öbür yol neyin değerini nasıl ortaya çıkarcak? anlık bi değer mi yoksa uzun zamanlı bi değer mi?
- hayır demek bazen o kadar zorlaşıyo ki. hele ki hayır diyince işlerin daha kötü olacağını düşünüyosanız! en kötü ne olabilir? işler kötüye gider mi? ben bilemedim şuan sen bildin mi?
- hep bana diyen tipler biliyorum sizin için açık hedefim. ne de olsa açık sözlü değilim ve hayır diyemiyorum. kullanın beni!

neyse...